Bir çocuğa “oyun oynayalım mı?” diye sorduğunuzda cevabı “hayır” olmayacaktır çünkü çocuklar oyun oynamayı severler. Çocuklar oyun vakitlerinde sadece eğlenmeyi hedeflerken, aslında oynadıkları oyunlar onların sosyal ve duygusal gelişimlerine katkıda bulunur.
Çocuklar yetişkinler gibi duygularını sözel olarak değil, oyun yoluyla aktarırlar. Oyun sayesinde hem olumlu hem de olumsuz duygularını ifade edebilme fırsatı bulurlar. Bu nedenle, oyun çocukların iletişim kurabilmelerinin ve hayatı öğrenebilmelerinin bir yoludur. Ayrıca, çocukların rahatlamalarına yardımcı olur ve empati becerilerini geliştirir.Çocuk merkezli oyun terapisi çocukların dayanıklılıklarına ve büyümeye, gelişmeye ve iyileşmeye dair doğuştan gelen bir kapasitelerinin olduğuna inanır. Bu yöntem 2.5 ile 12 yaş arasındaki depresyon, takıntılar, kaygı bozuklukları, cinsel ve fiziksel istismar, travma, boşanma, mükemmeliyetçi tutumlar, alt ıslatma, mastürbasyon, yemek, uyku gibi duygusal ve davranışsal problemler yaşayan çocukların iç dünyasını anlamak, duygusal problemleri ile başa çıkmasını sağlamak, yaşadığı sıkıntılara alternatifler ve çözümler üretmek hedefler. Çocuk merkezli oyun terapisi, çocuklar öz-kontrol becerisi geliştirir ve kendilerine saygı duymayı öğrenirler. Duygularının kabul edilebilir olduklarını farkederler. Karşılaştıkları problemlere yaratıcı bir şekilde yaklaşma fırsatı yaşarlar. Ayrıca, seçimler yapma ve yaptıkları seçimlerden sorumlu olma kapasitesi geliştirirler Terapist her seansta çocuğa, aynı süreklilikle kabul ve güven ortamı sağlar ve hâkimiyet çocuğa aittir.